stockholmer

28.6.07

öglen gunesi

hava tahminlerinin aksine bol gunesli, denizli ve kuslu bir oglen gecirdik burda ama bulutlar geliyor. aksami bulmaz yagmur iner yine.

yeni yeni kus turleri goruyorum burda. misal deve kusu buyuklugunde yuzen kuslar gordum az once. uc tanesi kiyiya cikarma yapti insanlarin saskin bakislari esliginde. simdilik acikta demirlemis gibi gorunuyorlar. ucmak icin fazla buyuk degil mi onlar?

az once 1 sise sodaya 4 ytl verince bir kez daha hatirladim buranin pahali oldugunu. bir de euroya gecmiyorlar fiyatlar pahalanir diye. daha ne kadar pahalanabilir ki zaten.

27.6.07

yağmur mu dediniz?

sabah şirkete girerken yağmur yağıyordu, akşam çıktığımda yine yağıyordu. gün içinde de hiç kesilmedi sağolsun. hafta sonuna güneş yeniden gözükecekmiş. gezme tozma ve parklarda yayılmak için iple çekiyoruz.

baklava david öğle arası konuyu yine yemeklere getirdi. en son lahmacunu anlatırken hatırlıyorum kendimi. yemeğin üstüne bile yemek konuşabilmek sadece ona has bir özellik olsa gerek. yine de on numara adam, kahkahası bütün kata yayılıyor.

26.6.07

kus cenneti

is yerim deniz kenari oldugu icin seviniyordum fakat bu kadar hayvanat bahcesi kivaminda olacagini da tahmin etmiyordum. disarda gezerken gayet guzel fakat odamda calisirken kus sesleri bir zaman sonra cin iskencesi haline gelebiliyor. neyseki ogleden sonra kaciyorlar da rahatca calisabiliyorum.

az once ilk toplantima katildim. bu ayki is plani hakkinda yazildi, cizildi. 2-3 hafta icinde test ekibinde bizim takimdan sadece 1 kisi kalacakmis. temmuz ayinda butun bina bana kalacak muhtemelen, cok eglenecegiz cok.

bu arada ekipteki herkes adimi biliyor ve cok da iyi telaffuz ediyorlar. ben gelmeden toplanti odasinda bulusup topluca telaffuz pratigi yaptiklarina eminim!

25.6.07

pazartesi sabahlari

sabah zar zor uyandigim icin ofise gelirken butun kapilari acan super uber keycard'imi yanima almayi unutmusum. bu sebeple gelir gelmez solugu jenny'nin yaninda aldim. sagolsun, seve seve bana bir ziyaretci karti verdi. yeniden butun kapilari acabildigim icin mutluyum. malum burda asansöre in bin keycard gerekiyor. kartsiz binaya girsen bile ancak merdiven boslugunda takilabiliyorsun.

bu unutkanligim uzerine gelir gelmez bilgisayarimdaki lotus sifresini windows ile senkronize etmek icin cebellestim durdum ve yarim saat sonunda lotus hicbir sifremi kabul etmez oldu. hemen teknik servisi aradik. yaz aylari oldugu icin herkes tatile cikmis. pek ilgili bulamadim ama umutluyuz, bekliyoruz, geri doneceklermis.

-- 09:57
sandigimdan daha cabuk donduler ve sorunu da cozduler. hatta teknik servis yetkilisi bir ara bilgisayarima baglanip kontrolu ele aldi ki korkunc bir duygu. yaptiginiz seylerin izleniyor/izlenebiliyor olmasi rahatsiz edici.

24.6.07

rallici otobüs şoförleri

burdaki otobüs şoförleri ankara'nın yeşil halk otobüsleriyle kesinlikle yarışır. hatta bir adım önde olduklarını bile iddia edebilirim çünkü burdakilerin uzmanlık alanları körüklü otobüsler. bir de isveçliler otobüste kolay kolay başkasının yanına da oturmuyorlar, pencere kenarını kapan koltuğa oturuyor. diğerleri de ampul gibi ayakta dikiliyorlar. hatta gidip körüğün orda bekliyorlar ki bir sağa bir sola döne döne gitsinler.

yaşadığım adanın bağlı olduğu merkezde bir süpermarkete girdim ki yer altında 2 katlı kocaman bir yermiş. bizdeki gibi şu reyonlar un, şeker öbürleri konserve diye yazmamışlar tepelerine, illa ki dolaşıyorsun her yerini. bir de öyle bir düzensiz ki reyonlar, labirent gibi. real'in gözünü seveyim.

bir yerlerimi kaldıramayıp evden çıkamadığım için ve bugün de pazar olduğu için alışveriş merkezleri yine kapalıydı. pazar günleri genelde 4-5 gibi kapanıyorlar. akşamları değil de sabahları gezmeye alışsam iyi olacak. tabi hava gece 12'de biraz kararır gibi yapıp 3 saat sonra tamamen aydınlandığı için ne akşam kaldı, ne de gece. bu arada dün burdaki ilk haftamı doldurmuş oldum.

güneşli pazar

yeniden güneşi görmek oldukça güzel bir duygu. harika bir pazar günü. tabi sabahtan beri tadilat yapmakta olan üstsüz komşularımı da hesaba katmak gerek.

haftalık market alışverişi ve yeni park keşifleri için az sonra yollarda olacağım. buranın en sevdiğim yanlarından biri de super market gezmek, her seferinde farklı bir marketi denemek ve alacağım 3 parça şey için tüm marketi didik dolaşmak. hatta geçenlerde konserve tukaş yaprak sarma gördüm de duygulandım. bir de turkish yoghurt var ki henüz denemedim.

dün sadece önlerinden geçmekle yetindiğim mağaza ve alışveriş merkezleri de sırayla gezilecekler listesine eklendiler.

ilk günlerden kalma bir takım fotoğraflar koydum flickr'a, devamı da yavaş yavaş gelecek.

sokaktan kısa kısa

twitter'a beklerim

flickr

hepsine bakalım mı?

oldies but goldies