stockholmer

7.7.07

flexi iş

şirkette aylık toplam çalışma saatinizi doldurduktan sonra günlük kaçta gelip gittiğinizin pek de önemi yok. tabi yeni bir çalışan olduğum için sabah gelişlerime dikkat ediyordum, son birkaç gün öncesine kadar. nerdeyse sürekli gündüzü yaşamanın bünyeye verdiği rahatsızlık sebebiyle sabah olduğunu anlayamamış olmam 10:30'da odama varabilmeme sebep oldu. bu durumlarda A bloğun kapısından girip, arka koridordan dolaşıp odama geliyorum.

geç kaldığım vakitlerde istasyonda marşin'e rast geliyorum hep, 2 durak uyukluyor. sonra oh nasıl da uyanamadık filan diyor, pek gamsız kendisi. benim dışımda geç kalmamı umursayan olduğunu da sanmıyorum.

2 gündür bitirmiş olduğum işi müdürlere ve teknik ekibe gösteriyorum. herkes bayıldı, iltifatlar yağdırıyorlar. önümüzdeki hafta almanya'daki takımların eline de ulaşacak. bakalım aşırı disiplinli almanlar ne diyecek? bu hafta daha mühim görevler bizi bekliyor.

güneşe hasret bir hafta sonu geçireceğimiz söyleniyor.

6.7.07

ölu sezon

temmuz ayi olu sezon resmen burda. is yerimin yakinlarindaki restoranlardan biri 3 hafta boyunca kapali olacagini ilan ederek beni yasa bogdu. 2 hafta once de makarna ve meyve bufesini kapatmislardi. zaten dondurma satan bufe de coktan kapandi.

katilimin son derece az oldugu son kek-kahve partisi de yapildi az önce. bundan sonra agustosa kadar cuma gunleri 14:30'da pasta molamiz yok. tam da alismaya baslamistim ustelik.

sirkettekilerin bir cogu da oglenden tezi yok tatile kacmaya basladilar. pazartesi sabah sadece ben ve baklava david is basi yapacak gibi gorunuyor ya hadi hayirlisi.

mudur mats da tatilde. cok sevimli bir adam o da, baklava david gibi. gorsen hic mudur demezsin, sirkete bisikletle gidip geliyor. bizdeki makam arabalarindan sonra biraz garip kaciyor tabi.

4.7.07

zeytinyagi

gecen gun marketten zeytinyagi aldim da her seyin tadi daha bir guzel oldu. zeytinyaginin hayatimdaki onemini de anlamis oldum.

yemekten sonra amerikan dizileri muhabbeti oldu da burda, hemen anlativerdim takip ettiklerimi. herkes internetten indiriyormus bizim gibi. sonra david (bu baska) sordu: "yarim megabitlik internetinle mi indiriyorsun" diye. "evet" dedim sonra sustuk. baktik denize dogru uzun uzun. alismislar tabi 30mbit'e, bizim 10 kaplan gucundeki yarim megabitlik internetimiz komik geliyor. sonra "tabi burda da var yavas internet" dedi, "anneannemlerde 56kbps modem var halen" diye devam etti. tabi diyemedim "benim anneannem bilgisayar kullanmayi bilmiyor" diye ama anladi sanirim. olsun biz anneannemizi oyle seviyoruz zaten. yogun bakimda simdi, durumu iyiymis diyor doktorlari.

bir de bunlar deyvid diye okumuyorlar, aynen yazildigi gibi, david okuyorlar. isimleriyle cok egleniyorum.

3.7.07

her zamanki

her akşam 2 bardak: ramlösa original + citron + tuz

1.7.07

pazar keyfi

yazmayı aksatıyorum artık çünkü kendimi gezmeye verdim. yoksa yazacak çok şey çıkıyor bu ara. flickr'a fotoğraf yükleme eylemlerimiz sürüyor. ordan takip edebilirsiniz.

sokaktan kısa kısa

twitter'a beklerim

flickr

hepsine bakalım mı?

oldies but goldies