i smell you

bu cumleyle irkildim once, sonradan anladim ki ise baslamamla beraber bir de tartisma konusu olmusum. anladigim kadariyla sirket ikiye ayrilmis durumda. parfumumun kokusunu alanlar ve almayanlar olarak. genellikle ilk grubu bayanlar olusturuyor ve hepsi de parfumumu cok sevmisler. hatta gith kokumu takip ederek hangi odada oldugumu bulabildigini soyledi. erkekler ise pek orali gorunmuyor.

hav

hav (hov okunuyor) ismi bir restoran icin basta garibime gitse de, isvecce'de deniz anlamina geldigini ogrenince modern ve minimalist ambiyansa biraktim kendimi.

baklava

geçenlerde gittiğimiz kebapçıya dün yeniden gittik. hemen tanıdılar beni. her zamanki indirimimi de yaptılar. dükkan sahibi geçenlerde istanbul'daymış, baklava getirmiş. hemen ikram ettiler. kısa bir atatürk ve anıtkabir muhabbeti geçtiyse de konuyu seçimlere getirmedik. iki tarafın da memnuniyetsizliği suratlardan anlaşılıyordu.